Hamilelik ve doğum ile birlikte hayatımıza birçok yeni kavram girer. Daha önce anlamını bilmediğimiz çoğu kelime, bu süreçle birlikte ilgimizi çekmeye başlar. Örneğin bıngıldak… Bıngıldak; yenidoğan bebeğin kafa kemiğinin tam birleşme noktaları arasındaki boşluklarda bulunan, bağ dokudan oluşmuş bölgedir. Bu bölge çok yumuşak olduğu için ebeveynleri hasar göreceği endişesiyle biraz korkutabilir. Ancak yapısı gereği bıngıldak, sanıldığı kadar hassas bir doku değildir, çok büyük bir darbe almadığı sürece zarar görmez. Bu nedenle ebeveynlerin endişelenmesine gerek yoktur.
Sizler için hazırladığımız bu makalede; bıngıldak çöker mi, bıngıldak ne zaman kapanır gibi merak edilen soruların cevaplarını derledik.
Bıngıldak, yenidoğan bebeklerin kafa kemiklerinin birleşme noktaları arasında bulunan ve bağ dokudan oluşan bölgedir. Daha basit tanımıyla; bebeğin kafasında bulunan yumuşak dokunun, kafatası kemiğini oluşturmadan önceki halidir. Bu dokunun üstü deri altı yağ dokusu ve saçlı deri ile kaplıdır.
Tıp literatüründe fontenal olarak da bilinen bıngıldak, bebeğin kafasında 6 adet bulunur. Ancak bunlardan yalnızca iki tanesi el ile hissedilebilir. İlki ve en önemlisi ön bıngıldaktır. Hemen hemen herkesin bildiği gibi alnın hemen arkasında olan ön bıngıldak, genellikle 3 – 4 cm çapındadır. Dokunulduğunda yumuşaklık hissedilen, baklava dilimine benzeyen ve elinizi koyduğunuzda kalp atımını andıran çok hafif bir inip kalkmanın hissedildiği bölgedir. İkincisi ise bebeğin kafasının arka kısmında bulunan ve üçgen şekline benzeyen arka bıngıldaktır. Ön bıngıldağa göre daha küçük olan arka bıngıldak, yine ön bıngıldağa göre çok daha erken kapanır.
Bıngıldak, aslında hem anneler hem de bebekler için hayati öneme sahiptir. Çünkü yapısı gereği bıngıldak, esnek hareket kabiliyeti sayesinde doğum sırasında bebeğin doğum kanalından daha rahat ilerlemesine yardımcı olurken, oluşabilecek zedelenme riskini de en aza indirir. Bu sayede doğum anne için daha kolay bir hâle gelir. Bununla birlikte bıngıldak, beynin büyümesi ve gelişmesi için uygun bir ortam yaratır. Çünkü beynin büyüme hızıyla kafa kemiklerinin büyüme hızı bir değildir. Normal kafa kemikleri, ani basınç ve büyüme karşısında bıngıldak kadar esnek değildir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yenidoğan bebeklerin kafasında 6 adet bıngıldak bulunur. En büyüğü olan ön bıngıldak, alından arkaya doğru baklava şeklindedir ve bebeğin ağlaması halinde hafif şişme görülebilir. Bu bıngıldağın genellikle 9 – 18. ay arası kapanması beklenir. Özellikle 6. aydan önce kapanması veya 20. aydan sonra halâ kapanmamış olması pek normal karşılanmaz ve detaylı muayene gerektirir. Bu durumda baş çevresinin genişliği ve süturların açıklığı iyi takip edilmelidir. Kafanın arkasında bulunan ve ön bıngıldağa göre çok daha küçük olan arka bıngıldak ise 3. ay civarı kapanır.
Tıpta kraniosinostoz olarak adlandırılan bıngıldağın erken kapanması, yaklaşık 2000 bebekten birinde görülüyor. Bu bebeklerin %80’inde herhangi bir sebep bulunamasa da bir kısmında kalıtımsal hastalıklara rastlanıyor. Ön bıngıldağın erken kapanmasının, kafa içi basıncını arttırabildiği ve beyin gelişimini olumsuz etkileyebildiği biliniyor.
Bıngıldağın geç kapanması ise daha çok erken doğan veya anne karnında gelişimi geri kalan bebeklerde görülüyor. Bıngıldağın kapanmasının gecikmesi genellikle bebeğin bıngıldağının büyük olmasıyla bağdaştırılıyor. Bu duruma beslenme yetersizliği, D viramini eksikliği, hipotiroidi ve hidrosefali gibi etkenler neden olabiliyor. Özellikle arka bıngıldağın yarım santimden geniş olması şüpheli olarak kabul ediliyor.
Bebeklerin rutin aylık muayenesinde bıngıldak kontrolü de yapılmaktadır. Bu muayene sırasında bebeğin olabildiğince sakin ve oturur pozisyonda olması gerekir. Eğer bebek yetersiz sıvı alırsa veya uzun süren ishal/kusma olursa bıngıldağı çökebilir. Bu durum muayenede kolaylıkla anlaşılır. Bıngıldağın olduğundan şiş görünmesi ise hidrosefali, tümöral oluşumlar veya menenjite işaret edebilir. Bu nedenle anne babaların çökme veya şişlik gözlemlediğinde mutlaka doktora başvurması gerekir.
Bazen bıngıldakta hafif damar atımı gözlemlenebilir. Bu durum normal karşılanır ve endişe edilmesine gerek yoktur. Öksürme, kusma veya ağlama sırasında da bıngıldakta hafif kabarma görülebilir. Bu da çoğu zaman tıpkı damar atımı gibi ciddi bir duruma işaret etmez.
Ancak aileler, bıngıldağın çöktüğüne veya fazla şiştiğine dair şüpheye düşer ise mutlaka doktor kontrolüne gidilmesi gerekir. Her hastalıkta olduğu gibi bıngıldak ile ilgili problemlerde de erken teşhis çok önemlidir.
Bıngıldak, kafanın diğer kısımları gibi sert olmadığı için aileler genellikle o bölgeye dokunmaktan tereddüt ederler. Oysaki bıngıldağı oluşturan sağlam bağ dokusu sanıldığı kadar hassas değildir. Çok sert bir darbe almadığı sürece hafif çarpmalarda veya dokunmalarda zarar görmez. Bu nedenle ailelerin bebeği yıkarken, saçını tararken veya severken korkmasına ve huzursuz olmasına gerek yoktur.