Savunmasız bir şekilde dünyaya gelen her bebek, en çok annesinin ilgisine ve şefkatine ihtiyaç duyar. Ancak bu dönemde anneler tecrübesizse biraz zorlanabilir. Biz de buradan yola çıkarak hazırladığımız yazıda, yenidoğan bebeklerin bakımı ile ilgili en sık sorulan 5 sorunun cevabını derledik. Keyifli okumalar!
Anne olan neredeyse her kadının doğumdan sonraki ilk günlerde aklını kurcalayan tek bir soru vardır; bebeğim doyuyor mu? Bebeklerin yeteri kadar anne sütü aldığının en önemli belirtisi düzenli kilo artışıdır. 1 aylık bebeğin alması gereken kilo ortalama 600 gr ile 1 kg arasıdır. İlk 3 ayda ise günde 30 gr alması beklenir. Ancak doğumdan sonraki ilk 15 günde fizyolojik tartı kaybı olabilir. Yani bebeğiniz doğum kilosunun yaklaşık %5’ini kaybedebilir. Bu durum gayet normaldir ve endişelenmenizi gerektirmeniz.
Bebeğin yeteri kadar anne sütü aldığının bir diğer önemli belirtisi ise alt değiştirme sıklığıdır. Eğer bebeğiniz günde ortalama 8 – 10 kere bezini kirletiyorsa, bu durumda anne sütünden yeteri kadar faydalandığını söyleyebiliriz.
Bebeğin genel hali de doyup doymadığını anlamanız konusunda size yardımcı olacaktır. Eğer rahat uyuyabiliyorsa, gün içinde çoğunlukla sakinse, mutlu ve sağlıklı görünüyorsa, uyanıkken aktif bir bebek ise yeteri kadar doyuyor demektir.
Bebeğinizin doyup doymadığı konusunda yaşadığınız endişeleri azaltmak için gün içinde ne kadar emzirmeniz gerektiğini bilmeniz gerekir. Yenidoğan bebekler genellikle 2,5 saatte bir emzirilmelidir. İki göğüsten toplam 15-20 dakika emzirmek yeterlidir. Özellikle ilk bir ay, kan şekerinin düşme riskine karşı emzirme aralığı 2,5 saatten fazla olmamalıdır. Gerekirse bebek uyandırıp emzirilmelidir. İlerleyen zamanlarda iki emzirme arasındaki aralık biraz daha açılabilir.
Annelerin düştükleri en büyük yanılgılardan biri de bebeklerinin sürekli üşüdüğünü düşünmeleridir. Bunun sonucunda da çoğu anne gerekli olmadığı halde bebeğini kat kat giydirir. Fazla kıyafet ise bebeği rahatsız ederken, bazı durumlarda terleyip hastalanmalarına dahi sebep olabilmektedir.
Peki, bebeğin üşüdüğünü nasıl anlayabiliriz? Anneler genellikle bebeklerin üşüyüp üşümediğini el veya ayaklarından anlamaya çalışıyor. Oysa kan dolaşımının en uç noktaları olan el ve ayaklar, biz yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de daha soğuk olabiliyor ve anneleri yanlış yönlendirebiliyor. Bebeklerin üşüdüğünü anlamanın en pratik yolu ise ense veya göğüs bölgesini kontrol etmektir. Eğer bu bölgeler soğuksa, bebeğin üşüdüğü düşünülebilir. Ancak bunu anlamanın en kesin yolu, termometre kullanmaktır. Bebeklerin normal vücut ısısı 36 – 37 derece arasıdır. 36 derecenin altı ise üşüdüğüne işarettir.
Bebeğinizin üşümediğinden emin olmak için evin oda sıcaklığını ideal derecelerde tutmanız önemlidir. Yenidoğan bebekler için ideal sıcaklık 21 – 24 dereceyken, prematüre doğan bebekler için bir derece daha arttırılabilir. Öte yandan, bebeğinize kendinizden 1 kat fazla kıyafet giydirmeniz ve bu kıyafetlerin pamuklu kumaştan olmasına dikkat etmeniz yeterlidir.
Yenidoğan bebekler, hem fiziksel hem de zihinsel gelişimleri için yaklaşık 16 – 18 saat uyumaya ihtiyaç duyar. Bu süre kulağa fazla gelse de yenidoğanlar günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Arta kalan vakitlerde ise beslenmek isterler. Fakat ilerleyen zamanlarda uyku süresi kademeli olarak azalacaktır.
Bebekler, vücudunda verniks ismi verilen beyaz/sarı bir tabaka ile doğar. Bu tabaka, aslında bebeklerin koruma kalkanı olarak düşünülebilir. Çünkü yapılan araştırmalar verniksin bebeği enfeksiyonlara karşı koruduğunu, vücut ısısını dengelediğini ve cildini koruduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla hekimler, bebeklerin doğduktan hemen sonra yıkanmasını önermemektedir. Hatta günümüzde, göbek bağı düşene kadar bebeklerin yıkanmaması gerektiği belirtilmektedir. Dolayısıyla ilk 10-15 gün bebeğinizin cildini nemli bir bezle ile temizleyip, bu süre sonunda ilk banyosunu yaptırmanız daha sağlıklı olacaktır. İlk banyodan sonra ise gün aşırı yıkama rutinine geçebilirsiniz. Banyo sonrası doktorunuzun önerdiği nemlendirici kremleri kullanmanız, bebeklerde çok sık karşılaşılan atopik dermatit adlı cilt rahatsızlığı riskini azaltacaktır.
Islak temizleme mendilleri her ne kadar kullanışlı olsalar da hassas ciltli bebeklerde kızarıklıklara ve pişik oluşumlarına neden olabiliyor. Bu nedenle bebeğinizin alt temizliğini yaparken hazır mendillerin tercih edilmesi önerilmiyor. Bunun yerine saf su ve bebek temizleme pamuklarından faydalanılabilir. Sık sık bez değişimi, kullanılan bezin emiciliğinin iyi olması ve hava alması da pişiğin önüne geçmenize yardımcı olacak diğer unsurlardır. Bunun yanında pudranın, mantar ve bakteri gelişimini hızlandırdığı düşünüldüğünden, bez değişiminden sonra çinko oksit içeren pişik kremleri tercih edilmesi daha sağlıklı olacaktır.
Yenidoğan bebeklerin genel sağlık durumunun kontrolü için doktor ziyaretleri çok önemlidir. Doğumdan sonra ciddi bir durumlar karşılaşmasanız dahi, 6 aylık olana kadar her ay genel muayene gitmeniz gerekir. Özellikle ilk birkaç ay, hem sarılık riskine karşı hem de göz ve işitme muayenesi gibi durumlar için doktorunuz 15 günde bir bebeğinizi görmek isteyecektir.
Peki, olağandışı bir durum olduğunu nasıl anlayacaksınız? Eğer bebeğinizin ateşi yüksekse, 2 hafta olmasına rağmen göbek bağı düşmediyse veya göbek bağı düştükten sonra bölgede kanama oluyorsa, cilt rengi giderek mor bir hal alıyorsa, çok fazla hırıltısı varsa veya kendini kaybetmiş gibi görünüyorsa doktor kontrolünüzü beklemeden muayeneye gitmeniz gerekir.